Eklenme Tarihi: 27.05.2020
COVID-19 salgınının başlaması ile birlikte birçok şehirde karantina uygulamaları devreye girmeye başladı. Hükümetlerin vatandaşlarını yeni tip koronavirüs tehlikesinden korumak adına aldıkları bu karar, hava kirliliğinin azalması gibi beklenmedik sonuçları beraberinde getirdi.
Üstelik bu olumlu etki, kısa süre içerisinde ülkemizde de gözlemlenmeye başladı.
İnsan Etkisinin Ortadan Kalktığı Yerlerde Dramatik Düşüşler Yaşanıyor
Toronto-Scarborough Üniversitesi’nde görev yapan araştırmacı Marc Cadotte tarafından gerçekleştirilen çalışma, şubat ayı itibarıyla karantina uygulamasının başladığı kentlerdeki hava kirliliği oranlarında ciddi düşüşler olduğuna işaret ediyor. Araştırması esnasında 2020 yılı Şubat ayı için yapılan ölçümleri bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştıran Cadotte; Wuhan, Hong Kong, Kyoto, Milan, Seul ve Şanghay için belirlediği %20 ila %40 arasındaki düşüşü karbon salınımının azalmasına bağlıyor.
Cadotte, araştırmasının devamında ise elde ettiği bu değerleri karantina uygulamasının olmadığı 11 kent ile karşılaştığını söylüyor. Günlük hayatın herhangi bir kesintiye uğramadığı bu yerleşimlerde, sizin de tahmin edebileceğiniz üzere kirlilik oranlarında pozitif bir değişimden bahsetmek mümkün olmuyor.
Salgınla Mücadele Halindeki Türkiye’de de Olumlu Gelişmeler Gözlemleniyor
Avrupa ve Kuzey Amerika kentlerinde gözlemlenen düşüşün bir benzeri ülkemizde de yaşanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımladığı rapor; Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok büyük kentimizde partikül madde değerlerinde azalma olduğunu gösteriyor.
Bakanlığın açıkladığı veriye göre Ankara’nın Çankaya ilçesine bağlı Bahçelievler semtinde 2-9 Mart tarihleri arasında metreküpte 66,75 miligram olarak ölçülen günlük ortalama partikül madde değerinin 42,99 seviyesine düştüğünü gösteriyor. Aynı raporda İstanbul’un Sultangazi ilçesinde ise salgının ülkemizde ilk görülmeye başladığı dönemde metrekarede 101,58 metreküp olarak ölçümlenen değerin, karantina uygulamasının başlamasıyla birlikte 43,28 miligrama gerilediği dikkat çekiyor.
30 büyükşehir ile birlikte hafta sonu sokağa çıkma yasağının uygulandığı Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde de benzer bir tablo göze çarpıyor. Solunum yolu hastalıklarının görülme oranın yüksek olduğu ilçede karantina öncesi 151,29 miligram olan ortalama değer, sokağa çıkma kısıtlamalarının başlamasıyla birlikte %65 gerileyerek 55 miligrama kadar düşmüş.
Karantina Sayesinde Doğal Hayat Kendini Yenileme Fırsatı Buluyor
Endüstriyel faaliyetlerin yavaşlaması ve salgından korunmak için insanların evlerine çekilmesi, yalnızca hava kirliliğinin azalmasına neden olmuyor. Zira gündelik hayatın durma noktasına gelmesi sayesinde doğal hayat kendini yenileme fırsatı buluyor. Üstelik bu durumla ilgili pozitif gelişmeler, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de net bir biçimde gözlemlenebiliyor. Deniz ve kara trafiğinin azalması ile birlikte birçok canlı türü doğal yaşam alanlarına geri dönüyor.
Karantinanın başlaması ve salgın endişesiyle halkın sokaklardan çekilmesi sonucunda açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalan sokak hayvanlarının yardımına ise belediyeler koşuyor. Sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmalar yürüten belediye ekipleri, sokaklarda yaşayan hayvanların mama ve su ihtiyaçlarını düzenli olarak gideriyor.
Kalıcı Sonuç İçin Salgın Sonrası Döneme Yönelik Tedbirler Almak Gerekiyor
COVID-19 salgını nedeniyle uygulanan karantina döneminde meydana gelen olumlu gelişmelerin kalıcı olması adına gerek hükümetlerin gerekse de bireylerin birçok konuya dikkat etmeleri gerekiyor. Bu konuların başında, küresel ısınmanın en önemli nedenlerinden biri olan fosil yakıtların kullanımından doğan karbon salınımının uluslararası anlaşmalarla belirlenmiş değerlerin altına çekilmesi geliyor.
Karbon ayak izinizi azaltmak adına siz de elektrik sarfiyatınızı gözden geçirip tasarruflu ürünler kullanmaya yönelebilirsiniz. Hatta toplu taşıma araçlarını ve kısa mesafelerde bisiklet kullanmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz. Enerji ihtiyacınızı ise mümkün olduğunca yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı tercih edebilirsiniz. Böylece hükümetlerin attıkları adımlara paralel olarak çevrenin korunmasına önemli ölçüde katkı sağlayabilirsiniz.
Kaynak: