Eklenme Tarihi: 20.08.2019
Türkiye’de, iklim değişikliği ve nüfusun artışı ile birlikte her geçen yıl tarım alanlarının yüz ölçümünde ciddi miktarda azalma meydana geliyor. Gıda tüketimindeki artışın daha önce hiç olmadığı kadar arttığı günümüzde, bilinçsiz toprak ve kimyasal kullanımı gibi hatalı uygulamalar da verimi ciddi oranda düşürüyor. Bu nedenle ülkemizdeki tarımsal faaliyetlerin daha dikkatli bir şekilde ele alınması gerekiyor.
FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü), hazırladığı bütünleşik arazi planlaması projesi ile tarıma uygun arazilerin doğru kullanımına, paylaşım nedeniyle ortaya çıkan sorunların etkin çözümüne ve gelecekte kıtlık yaşanması ihtimaline karşı en somut adımı atıyor.
Bütünleşik Arazi Kullanım Planlaması Nedir?
Bütünleşik arazi kullanım planlaması, sürdürülebilir tarım kavramının temel unsurları arasında yer alıyor. Planlama aşamasında, doğrudan bir alanı kapsayan ve fayda oranı yüksek potansiyel kullanım seçeneklerine odaklanılıyor. Planlama sayesinde herhangi bir tarım arazisi ekonomik, sosyal ve çevresel değerleri dengeleyecek şekilde farklı sektörlere tahsis edilebiliyor. Böylece hem gelecek yıllar için kaynakların korunması sağlanıyor hem de toplumun ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak kullanım kombinasyonları belirlenebiliyor.
Etkili bir şekilde oluşturulmuş kullanım planı, arazide gerçekleştirilecek faaliyetlerin nasıl yürütüleceğine dair yön gösterici rolünü üstleniyor. Hatta farklı kullanım yöntemleri arasında sinerji oluşmasını teşvik ediyor. Ancak planlamanın her aşamasının başarıyla sonuçlanabilmesi için belirli bir bölgedeki arazi kullanımı ve kaynaklar ile ilgili birçok sektörün koordinasyonu gerekiyor.
Bütünleşik arazi kullanım planlaması sadece tarım alanları ile kısıtlı kalmıyor. Arazi kullanımına yönelik planlama projeleri dâhilinde ormancılıkta da alanların ne kadar potansiyele sahip oldukları, arz seviyelerinin ölçümlenmesi gibi değerlendirmeler yapılıyor. Değerlendirme sürecinde ayrıca tıpkı tarımsal alanlarda olduğu gibi ekonomik, sosyal ve çevresel koşullar göz önünde bulunduruluyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Tarafından Gerçekleştirilecek Proje Neleri Kapsıyor?
Türkiye’nin 1948 yılından beri üye olduğu ve birçok komitesinde görev üstlendiği FAO, Türkiye’de bütünleşik arazi kullanım planlaması ile ilgili kapsamlı bir projeyi hayata geçirmeyi amaçlıyor. Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’nın katılımıyla Ankara’da gerçekleştirilen toplantı sırasında duyurusu yapılan projeyi, organizasyon bünyesindeki TCP (Technical Cooperation Programme) üstleniyor.
Ülkemizde sürdürülebilir tarım politikalarının başarıya ulaşmasına pozitif katkılar yapacağı düşünülen proje çerçevesinde, ilgili kurumların ortak çabaları ve kapasite geliştirme süreçleri ile bütünleşik arazi kullanım planlaması (ILUP) yaklaşımının geliştirilmesi hedefleniyor. Bunun için gerekli altyapının maliyetinin etkin bir şekilde oluşturulması da proje dâhilinde ele alınacak konular arasında bulunuyor. Bu hedeflerin başarı ile tamamlanması için ihtiyaç duyulacak tüm teknik yardımı ise doğrudan Birleşmiş Milletler’e bağlı organizasyonun sağlayacağı belirtiliyor.
Bu projeye ek olarak FAO ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Yukarı Sakarya Havzası’ndaki arazi bozulma tarafsızlığına yönelik bir proje daha başlatması bekleniyor. GEF (Global Enviroment Fund) tarafından finanse edilecek projenin, Türkiye’nin diğer bölgeleri ve yakın coğrafya için model oluşturacağı söyleniyor.
Bütünleşik Arazi Kullanım Planlaması Türkiye İçin Neden Gerekli?
FAO tarafından dünya genelinde desteklenen bütünleşik arazi kullanımı planlaması, bir coğrafi bölgeyi ya da ulusal sınırların tamamını kapsayacak şekilde genişletilebiliyor. Bu sayede, Türkiye gibi tarım alanlarının korunması konusunda sıkıntı yaşayan ülkelerdeki toprak paylaşımından kaynaklanan anlaşmazlıkların önüne geçiliyor. Projenin, sık sık haber bültenlerine de yansıyan ve bazıları can kayıpları ile sonuçlanabilen gerilimleri ortadan kaldıracağı düşünülüyor.
Proje dâhilinde gerçekleştirilecek çalışmalar aracılığıyla doğal kaynakların daha etkin ve verimli kullanımı mümkün hale gelecekmiş gibi gözüküyor. Çünkü tüm arazi kullanımları, planlama kapsamında bütünleşik bir biçimde inceleniyor. Bu yöntem, arazi kullanım seçenekleri arasındaki en ideal seçeneklerin hangileri olduğunun tespitini kolaylaştırıyor. Daha etkili uygulamaların hayata geçirilmesi ile birlikte bir yandan sosyal ve ekonomik kalkınma gerçekleşirken diğer taraftan ekosistemin korunmasına yönelik pozitif sonuçlar alınıyor.
Bütünleşik arazi kullanımı ile birlikte daha sağlam temeller üzerine oturan sürdürülebilir tarım politikaları, başta tarım ve ormancılık olmak üzere birçok sektöre uzun vadeli ekonomik istikrar sağlıyor. Zira bu planlama ne kadar etkili yapılırsa, başarı şansı da aynı oranda yükseliyor. Kaynakların uzun süre boyunca istikrarlı bir şekilde kullanımına müsaade eden bütünleşik arazi kullanımı, böylece istihdamın yükselmesi için de uygun ortamı yaratıyor.
İklim değişikliği, sürdürülebilir tarım ve bütünleşik arazi kullanım planlaması başta olmak üzere birçok konu hakkında en yeni bilgileri öğrenmek için haber bültenimize abone olmayı sakın unutmayın.
Kaynakça:
http://www.fao.org