Eklenme Tarihi: 20.08.2019
Son dönemde iklim değişikliğinin yansımalarını tüm Türkiye’de görüyoruz. Karadeniz ise iklim değişikliğinin en yoğun yaşandığı bölge olarak dikkat çekiyor. Karadeniz’de, 2019’un ilk yarısında iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olaylarında artış gözlemleniyor.
Bu olayların oluşmasındaki ortak nedenler olarak deniz suyu sıcaklıklarının mevsim normallerine göre yüksek seviyelerde seyretmesi ve bölgenin coğrafi yapısı ön plana çıkıyor. Doğal afetlerin ağır maddi hasar ve can kayıpları ile sonuçlanmasında dere yataklarının dikkatsizce kullanımı, gerek bireysel gerekse de kamusal ölçekli inşaat çalışmalarında alan seçimindeki yanlışlar ve bilgisizlik de önemli rol oynuyor.
Artvin, Ordu ve Trabzon gibi kentlerde meydana gelen sel felaketleri sonrasında harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, “Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planı” adı altında gerçekleştireceği çalışmalarla afetlere karşı bölge insanının daha güvenli ve bilinçli olmasını hedefliyor. Bu doğrultuda hayata geçirilecek projeler şu konulara yoğunlaşıyor:
Riskli Yapıların Belirlenmesi ve Yerel Halkın Güvenli Alanlara Taşınması
12 Temmuz 2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından açıklanan eylem planında, öncelik bölgedeki riskli yapıların belirlenmesine veriliyor. Bu doğrultuda ilk çalışmaların Trabzon, Rize, Ordu, Artvin, Giresun ve Samsun’da yapılacağı belirtiliyor. Bölgedeki 19 bin akar ve 131 bin kuru dere incelenmeye devam ediyor. Birinci derece risk grubundaki bu alanlarda yer alan evlerde yaşayan halkın, süreç sonunda TOKİ tarafından inşa edilen konutlara taşınmasının amaçlandığı vurgulanıyor.
Aynı şekilde heyelan riski yüksek bölgelerde de benzer çalışmalar devam ediyor. Özellikle Doğu Karadeniz’de konut yapımına uygun alan sayısı kısıtlı olduğundan yerel halk yamaçlara yöneliyor. Bu durum haliyle heyelan meydana geldiğinde can ve mal kayıplarının olmasına yol açıyor.
Eylem Planı Doğrultusunda Daha Sağlam Yapıların İnşa Edilmesi
Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planı’nda, bölgedeki yapıların güçlendirilmesine yönelik çalışmalara da önemle yer veriliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bölgede daha sağlam yapıların inşa edilmesi için yöresel mimaride belirli kıstaslara uygun malzemelerin kullanımının özendirilmesine yönelik faaliyetler planlıyor. Taşrada kurulacak komisyonlar aracılığıyla onaylanmış enerji verimli, iklim duyarlı ve ekolojik özellikli malzeme kullanımını içeren projelerden vergi vb. bedellerin alınmamasına yönelik düzenlemeler tüm hızıyla sürüyor.
Bölgedeki yapıların daha güçlü olmasının amaçlandığı süreçte, kamu hizmeti verilen binalara ve köprülere de sıkı denetimler geliyor. Ekonomik ömrünü tamamlamış ve yetersiz ölçülerdeki tüm köprüler eylem planına bağlı kalınarak yıkım sürecine alınıyor. Hastane, okul, sağlık ocağı ve devlete ait diğer yapıların inşasında ise riskli bölgelerin tercih edilmemesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Karadeniz İklimi Değişikliği İle İlgili Eğitimlere Ağırlık Verilmesi
Eylem planının yürürlüğe girmesi ile birlikte iklim değişikliği ve bölgedeki sonuçlarına dair yerel halkın bilinçlendirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri hız kazanıyor. Üstelik bu konuda sorumluluğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tek başına üstlenmiyor. Yerel yönetimler tarafından düzenli olarak eğitimler verilmesi hedefleniyor. Bakanlık haricindeki teknik ekipler aracılığıyla yetkili birimler için de eğitim takvimlerinin hazırlanacağı vurgulanıyor.
İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından yerel halkın etkilenmemesine yönelik projeler arasında eğitim faaliyetlerine ek olarak bir takım denetimler ve uygulamalar da bulunuyor. Dere yataklarında ekstra yük oluşumunu engellemek adına atık yönetimi ve sıfır atık uygulamaları başlatılıyor. Derelerin akışını bozacak şekildeki çarpık yapılaşmayı durdurmak içinse denetimler sıklaştırılıyor.
Altyapıya Yönelik Risk Analizlerinin ve İyileştirme Çalışmalarının Yapılması
Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planı doğrultusunda altyapının iyileştirilmesi ve olası risklerinin belirlenmesine yönelik çeşitli projeler hayata geçiriliyor. Karadeniz Sahil Yolu başta olmak üzere bölgede risk altındaki tüm yollar için yeni su hatlarının ve tünellerin inşasına ağırlık veriliyor. Böylece yoğun yağış sonrasında meydana gelebilecek ani taşkınların denize ulaşmasının önündeki engellerin kalkacağına inanılıyor. Aynı amaca yönelik olarak sel sularını engelleyen menfezlerin kapasiteleri artırılmaya başlanıyor.
Erken uyarı sisteminin kurulumuna öncelik verilmesinin vurgulandığı eylem planında içme suyu, atık su arıtma ve atık depolama tesislerini de kapsayan afet risk analizlerinin yapılacağına dair detaylı açıklamalar bulunuyor. Hatta iklim değişikliğini en önemli parametre haline getiren yeni tasarım kıstasları belirleniyor.
İklim değişikliği ile ilgili en güncel haberler hakkında anında bilgi edinmek için web sitemizi düzenli olarak ziyaret etmeyi sakın unutmayın.
Kaynakça