Eklenme Tarihi: 03.03.2020
İklim değişikliği ile mücadeleye odaklı düşünce kuruluşları Agora Energiewende ve Sandbag, güncel verileri baz alarak hazırladıkları ‘Avrupa’nın Enerji Sektörü 2019’ raporunu yayınladı. Raporda, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki elektrik üretiminde emisyon değerlerinin bir önceki yıla göre %12 azaldığı vurgulanıyor.
Küresel ısınmanın etkilerinin hiç olmadığı kadar fazla hissedildiği dönemde gelen bu sevindirici habere ek olarak raporda ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımındaki %35’lik artışa da değiniliyor.
Karbondioksit Emisyon Fiyatları Düşüşte Etkili Oldu
Agora Energiewende Avrupa Enerji Politikaları Başkanı Matthias Buck, birlik sınırları içerisindeki ülkelerin elektrik üretiminde gözlemlenen düşüşte büyük oranda piyasada uygulanan CO₂ fiyatlarının etkili olduğunu belirtiyor. Buck ayrıca küresel ısınmanın azaltılmasında etkili yol kat edilebilmesi için karbondioksit emisyonu fiyatlarının mevcut seviyede kalması gerektiğine vurgu yapıyor.
Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi, sera gazı emisyonları için enerji üretimi, endüstriyel faaliyetler ve havacılık sektörüne verilen yıllık izinlerin toplam limitlerini belirliyor. Şu an için sera gazı salınımı yapan şirketler için normalden 300 milyon adet fazladan izin düzenlenmiş durumda. Matthias Buck, sistemin etkin olabilmesi için verilen izin sayısının planlanandan daha hızlı biçimde azaltılması ve 2030 yılına yönelik Avrupa iklim hedefleri konusundaki toplantılarda bu konuya ağırlık verilmesi yönünde görüş bildiriyor.
Kömürle Çalışan Santrallerin Üretimdeki Payı Azalıyor
Sera gazı emisyonundakine paralel olarak kömür santrallerine sahip tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin üretimdeki payında düşüş göze çarpıyor. Toplam üretimde %24’lük azalma söz konusu ve bu oran 150 terawatt saate denk geliyor. 2018 yılı ile kıyaslandığında ise taş kömürü ile çalışan elektrik santrallerinin ürettiği elektrik miktarının Avrupa genelinde %32 azaldığı belirtiliyor. Raporda ayrıca linyit bazlı elektrik üretiminde ise %16 azalma olduğundan söz ediliyor.
Almanya, İspanya, Birleşik Krallık, İtalya ve Hollanda taş kömürü santralleri aracılığıyla elektrik üretimindeki düşüşte %80’lik paya sahipler. Linyit kömürü ile çalışan elektrik santrallerindeki düşüşte ise Almanya ve Polonya’daki santraller tek başlarına neredeyse üçte ikilik kısmı oluşturuyor. 2019 yılı için nükleer santrallerin payındaki düşüş %1 ile sınırlı kalırken, doğal gaz çevrim santrallerinin payındaki %12’lik artış dikkat çekiyor.
Kömürden Kaçınan Ülkelerde Elektrik Piyasası Fiyatları Düşüyor
Agora Energiewende ve Sandbag’in raporunda, elektrik piyasası fiyatlarında en çarpıcı düşüşün İngiltere, İrlanda ve İspanya’da gerçekleştiğine yer veriliyor. Bahsedilen bu üç ülke, elektrik üretiminde rüzgâr ve güneş enerjisinin payını artırmaya yönelik çalışmalar konusunda Avrupa Birliği içerisinde lider konumda bulunuyor. Buck, bu konu özelinde “Elektrik piyasası fiyatlarının seyri, yenilenebilir enerjiler geliştiren ülkelerin ithalata, ham madde maliyetlerine ve tabii ki CO₂ fiyatlarına daha az bağımlı olduğunu gösteriyor.” şeklinde bir açıklama yapıyor.
2019 verilerine bakılarak bir sonraki yıla yönelik piyasa tahminlerinde de olumlu yönde gelişmeler yaşanacağı ön görülüyor. 2020 tahminlerine yönelik iyimser tahminlerin yapılmasında, 21 üye ülkenin ve Birleşik Krallık’ın kömürle çalışan santralleri aşamalı olarak devre dışı bırakmak yönünde aldıkları ortak kararın payı bulunuyor.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarında Büyümenin Hızlandırılması Gerekiyor
2019’da rüzgâr ve güneş enerjisi ile elektrik üretimi, bir önceki yıla göre 64 terawatt artarak 569 terawatt seviyesine ulaştı. Böylece yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik miktarı, tarihte ilk defa kömürle çalışan santrallerin ürettiğinin 100 terawatt saat üzerine çıktı. Çekya dışında birliğe üye tüm ülkelerin yenilenebilir kaynaklarının üretimdeki payını artırmaya yönelik çalışmalara odaklanmaları, bu başarının elde edilmesiyle sonuçlandı. Yıl içerisinde yaşanan kuraklık hidroelektrik ve nükleer santrallerin verimli çalışmasına engel olurken, nehirlerdeki su seviyesinin düşmesi santrallere kömür taşınmasını sekteye uğrattı.
Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen yenilenebilir enerji kaynaklarındaki büyümenin hızlandırılması gerektiği görüşü ağır basıyor. Zira 2030 yılına kadar Avrupa Birliği’nde üretilen toplam elektriğin üçte birine yakın kısmının yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi gerekiyor.
Yenilenebilir elektrik kaynaklarının kullanımı, iklim değişikliği ile mücadele konularında ülkemizde ve dünyada yaşanan en son gelişmelerden anında haberdar olmak için web sitemizi düzenli olarak ziyaret etmeyi sakın unutmayın.
Kaynak: